Ama bu sözünü ettiğimiz geçici bir tatil fırsatı değil… Tam zamanlı olarak büyük kentin karmaşasından uzakta yepyeni bir hayat bu anlattığımız.
Birçok kişi zorunluluk gereği yaşadığı büyük kenti terk edemese de bazıları her şeyi bir kenara bırakıp kendine daha sade, daha doğal bir hayat kurdu bile. Bunun örnekleri özellikle gösteri dünyasında giderek artıyor.
Öyle ki kimi ünlüler, kariyerlerini bile ya geri plana atıp ya da tamamen veda edip farklı bir hayat tarzına geçebiliyorlar.
YENİ HAYATLARINA BİR ÇİFTLİKTE BAŞLADILAR
İşte çocuklarını doğayla iç içe büyütmek için yaşadıkları pırıltılı hayatı da o büyük ve her tür imkana kolayca ulaşabildikleri büyük kenti de bırakan ünlü çiftlerden biri Nikki Reed ile Ian Somerhalder.
Bundan yaklaşık beş yıl önce Hollywood\’a veda edip bir çiftliğe taşındı 45 yaşındaki Somerhalder ile 36 yaşındaki Reed.
Şu anda 7 yaşında olan kızları ve 6 aylık oğullarıyla birlikte gözlerden uzakta, doğal ortamda hayatlarını sürdürüyorlar. Zaten Nikki Reed ikinci çocuğunu da bu çiftlikte, yaşadıkları evde dünyaya getirdi.
Üstelik geniş araziye sahip bu çiftlikte kendileriyle birlikte 18 tane de hayvan besliyorlar. Yiyecekleri sebzeleri kendileri yetiştiriyorlar.
\’ÇOCUKLARI TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINDAN KORUMANIN EN İYİ YOLU\’
Rol aldığı Vampire Diaries adlı yapımla tanınan Ian Somerhalder ile Twilight serisiyle adını duyuran Nikki Reed, Hollywood\’a veda etmiş olmaktan dolayı da hiç pişman değiller.
Ailenin reisi Somerhalder, daha önce birkaç kez konuk olduğu programlarda ve verdiği röportajlarda bu tercihlerinden ne kadar memnun olduğunu defalarca dile getirdi. Eşi Nikki Reed de onunla aynı fikirde.
Reed\’in bu doğal yaşamı sevmesinin en önemli nedeni çocuklarının büyüme tarzına ve hayatlarının şekillenmesine olumlu etkisi.
Nikki Reed\’e göre teknoloji artık insan hayatını öylesine ele geçirdi ki bundan yetişkinleri bir yana bırakın çocukları bile kurtarmak mümkün değil. Özellikle de büyük şehirde yaşayınca.
Fakat şu an sürdürdükleri çiftlik yaşamı içinde teknolojiye esir olmaktan onları kurtaracak çok önemli bir ayrıntı var: Doğa…
İKİNCİ BEBEĞİNİ BURADA DÜNYAYA GETİRDİ
O yüzden de iki çocuğunu çiftlik ortamında, doğal hayatla iç içe büyütmek onun için memnuniyet verici bir durum.
Zaten kendisi de kelimenin tam anlamıyla bir doğa tutkunu. Bu yüzden de \”Toprak ve bitkilerden uzak bir yaşamı düşünemiyorum bile\” diye anlatıyor Nikki Reed.
Ian Somerhalder ve Nikki Reed\’in ikinci bebeği de hastane yerine bu çiftlik evinde dünyaya geldi.
Doğum sırasında yanında kendisine yardımcı olan iki ebe bulunan Reed, bunun \”dönüştürücü\” bir deneyim olduğunu söylemişti.
Hatta o sırada çekilen fotoğraflarından bazılarını da sosyal medya hesabından takipçileriyle paylaştı Reed.
BU YENİ HAYATTAN HİÇ PİŞMAN DEĞİL
Güzel oyuncunun eşi Ian Somerhalder da çiftlik hayatından son derece memnun. Kariyerini bir kenara itip farklı bir hayat tarzına yönelmekten hiç pişman olmadığını da her fırsatta söylüyor Somerhalder.
Kısa bir süre önce E! News\’a, gözlerden uzak bir çiftlikte yaşamanın nasıl olduğunu anlattı Ian Somerhalder. Bunun Hollywood tarzı yaşamdan çok daha huzur dolu bir yaşam olduğunu söyledi.
Sonra da sözlerini şöyle sürdürdü: \”Bir sürü iş var. Bunca yaşam formunu bir arada görmek inanılmaz. Ve bütün bu farklı yaşam formlarının çiftlikte nasıl bir arada hayata tutunduğunu görmek muhteşem.\”
Ian Somerhalder\’ın anlattığına göre ünlü çift, yedikleri yiyeceklerin çoğunu kendileri üretiyorlar. Çiftliklerinde yiyebilecekleri sebzelerin yanı sıra lavantadan biberiyeye kadar çeşit çeşit bitki yetiştiriyorlar. Ayrıca aralarında inek, eşek ve keçilerin de bulunduğu tam 18 tane da hayvan besliyorlar.
ÇOCUKLARININ VE DÜNYANIN GELECEĞİ İÇİN
Somerhalder ve Reed\’in doğanın içinde yaşamasının tek amacı huzuru bulmak değil. Aynı zamanda hem kendi çocuklarının hem de dünyanın geleceğine de olumlu bir katkı sunabilmeyi hedefliyorlar.
Somerhalder çiftlik yaşamıyla kendi mesleğini, \”Kiss the Ground\” ve \”Common Ground\” adlı belgesel projeleriyle de birleştirdi.
Bu iki proje, tarım topraklarını iyileştirmeye ve iklim değişikliğiyle mücadele etmeye yönelik bir bilinç oluşturmayı amaçlıyor.
Somehralder\’ı bu film projelerinde ünlü meslektaşlardı Woody Harreson, Jason Momoa, Rosario Dawson da yalnız bırakmadı.
Ünlü oyuncuya göre bu belgeseller iki çocuğuna yazılmış bir aşk mektubu aynı zamanda.
Bu konuda bakın neler söylüyor Somerhalder: \”Bir ebeveyn olarak çocuklarınıza bakıp \’Üzgünüm\’ demek istemezsiniz. Bunun yerine \’Bir şeyler yaptık. Sonuç olarak da geleceğimizi güvence altına aldık\” demek istersiniz.\”