Ukraynalıların, Rusların, İsrailli bebek katillerinin sosyal medyaları var da, soykırıma uğrayan Filistinlilerin sosyal medyaları yok mu? Nerede Gazze’de öldürülen 40’ı aşkın gazetecinin haberleri? Katledilen o güzel bebeleri, çocukları, insanları neden görmüyoruz? Soykırımın görüntüleri neden filtreleniyor, gölge yasaklamaya maruz kalıyor, kelimeler ve hasthagler neden seçilerek gölgeleniyor, hesaplar kilitleniyor, gönderiler siliniyor?
Sosyal medyaya dair Türkiye’nin ilk kitabı olan Sosyal Medya Savaşları’nı yazarken bu başlığı radikal bulan bazı dostlarım olmuştu.
Oysa o kadar çok yaşadık ki bunu ve hâlâ daha yaşamaya devam ediyoruz. Bazen eğlence, bazen iletişim, bazen propaganda, reklam ve PR aracı olan Sosyal medya mecraları vasıtasıyla bir yandan olaylar-haberler geniş kitlelere yayılırken; bir yandan da algı oluşturulabiliyor, sonra bu algı yönetilebiliyor, sonra da kitlelere yönlendirme yapılabiliyor ve bilinçaltı mesajlar verilebiliyor. Türkiye ve Dünya’nın çeşitli karmaşalarla adeta altüst olduğu bu döneme sosyal medyanın damga vurduğu aşikar.
Sosyal medya daha önce de Arap Baharı, Rusya, Brezilya ve ABD’de gerçekleşen Ferguson olayları gibi sayısız örneklerin yanı sıra, ülkemizde de Gezi, Berkin Elvan olayları, Kobani eylemleri gibi birçok kitlesel olayda başrol oynadı. Güvensizlik algısı yaratsa da, çok büyük oranda bilinçaltında şartlanmalar oluşturan sosyal medya, adı konulan ya da konulmayan tüm savaş, mücadele, algı ve kitle yönetimi gerektiren her türlü aksiyonda, başrol oynuyor. Sosyal medyanın günümüzdeki en kullanışlı mecrası ise hiç şüphesiz Twitter ve Instagram. Alıcı ve verici anlamında en fazla etkileşimi olan bu sosyal medya alanları, insanların bilinçaltını farkında olmadan etkileme özelliğine de sahip.
Saçın sarıysa dünya ayağa kalkar, siyahsa lal olur bütün mecralar
Pek çok toplumsal olayda kullanılan ve bazı olayların organize edilmesinde, bazı olaylardaysa haberi yaymak için kullanılan sosyal medya mecraları bugünlerde önce Ukrayna – Rusya Savaşı, ardından da İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımla gündemde. Ne var ki Ukrayna’daki savaşın faturasını en ağır şekilde yaşayan sarışın yeşil gözlü çocuklar tüm dünyayı savaşın ne kadar berbat bir şey olduğu konusunda ayağa kaldırırken, -istisnaları olsa da- tenleri esmer, saçları siyah olan çocukların tarihte eşi nadir görülebilecek bir vahşetle soykırıma maruz kalmasına sessiz kalınabiliyor.
İyi de Ukraynalıların elinde sosyal medya mecraları varsa, Rusların elinde sosyal medya mecraları varsa, İsrailli bebek katillerinin ellerinde sosyal mecraları varsa, soykırıma uğrayan Filistinlilerin ve onların uğradığı bu zulmü dünyaya haykırma gayretinde olanların elinde sosyal medya mecraları yok mu?
Önce konvansiyonel medyadan başlayalım: Gazze’de öldürülen 40’ı aşkın gazetecinin haberlerini neden Batı Medyası’nda okumuyoruz, görmüyoruz? Gazze’de bombalanan binalarda, hastanelerde, sokak aralarında katledilen o güzel bebeleri, çocukları insanları neden görmüyoruz?
Peki ya elimizde bizlere sonsuz bir özgürlük alanı oluşturduğunu sandığımız sosyal medya platformları? Bizim elimizde değil mi? Neden dünyayı ayağa kaldıramıyoruz bu kez?
İzleri alenen her bir evde, her bir sokakta, her bir köşe başında yaşanan bu soykırımın görüntüleri neden filtreleniyor, gölge yasaklamaya maruz kalıyor ya da ilgili mecraların algoritmik tasarımı sayesinde neden hep geri planda kalıyor.
ShadowBan (gölge yasaklama) nedir?
Gizli yasaklama, hayalet yasaklama, yorum gölgeleme veya menzil daraltma şeklinde kullanılan Gölge Yasaklama , bir kullanıcının veya içeriğinin çevrimiçi bir topluluktan tamamen veya kısmen engellenmesi ve böylece kullanıcının yasaklandığını hemen fark etmemesi anlamına geliyor. İşte gerçeklerin dünyaya duyurulması noktasındaki en büyük engelimiz bu. Görseller analiz edilerek filtreleniyor, kelimeler ve hasthagler seçilerek gölgeleniyor, hesaplar kilitleniyor, gönderiler siliniyor.
Buraya kadar yazdıklarım, farkında olmadan maruz kaldığımız kısıtlamalardı, bir de aşikar olanlar var: Bot hesaplar dediğimiz tek kullanıcı tarafından yönetilen binlerce hesapla Hamas ve Filistin aleyhine olan paylaşımlar ön plana çıkartılırken, İsrail Dış İşleri Bakanlığı Google tarafında da hem doğal SEO hem de Adwords temelli çalışıyor. Avrupa Birliği sosyal medya platformlarını uyardı, ayın 25’ine kadar süre tanıdı, bu görüntüler yayılmaya devam ederse para cezası uygulanacağını açıkladı.
Özetleyecek olursak;
İçerikler kaldırılıyor
İsrail, Filistinlilerin yaşadığı soykırımı sosyal medya platformlarından kaldırmaya yönelik çalışmalar yürütüyor. ABD ve AB Komisyonu ilgili sosyal medya platformlarına sürekli tehdit ve ültimatom veriyor.
Hesapların askıya alınıyor
İsrail, Filistinlilerin yaşadığı insan hakları ihlallerini sosyal medya platformlarından askıya aldırıyor. Konuya dair çarpıcı yayınlar yapan gazetecilerin, sosyal medya fenomenlerinin ve sıradan vatandaşların bile hesapları askıya alınıyor.
Sosyal medyada hasthag savaşları
İsrail\’e destek veren en popüler etiketler arasında #IsraelUnderAttack (İsrail saldırı altında), İsrail hükümeti tarafından teşvik edilen #HamasisISIS (Hamas IŞİD\’dir) ve #HamasMassacre (Hamas katliamı) yer alırken,
#FreePalestine (Özgür Filistin), #GazaUnderAttack (Gazze saldırı altında) ve #FreeGaza (Özgür Gazze) her türlü engellemelere maruz kalındığı halde Filistinlilere destek için paylaşılan en popüler etiketler arasında.
Instagram
Twitter
Facebook
Linkedln
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio\’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio